commensurate anlamı

'Commensurate' means having a size, amount, or degree that is equal or appropriate to something.

commensurate :

orantılı, eşit ölçüde

Sıfat

▪ The salary is commensurate with experience.

▪ Maaş, deneyimle orantılıdır.

▪ Benefits should be commensurate with the effort.

▪ Yararlar, çabayla orantılı olmalıdır.

paraphrasing

▪ proportional – orantılı

▪ equivalent – eşdeğer

Telaffuz

commensurate [kəˈmenʃərət]

Sıfatın vurgusu ikinci hece « men » üzerindedir ve « kə-men-shə-rət » şeklinde telaffuz edilir.

"commensurate" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"commensurate" - Genel anlam

Sıfat
orantılı, eşit ölçüde

"commensurate" için konuşma türü değişiklikleri

▪ commensurately (zarf) – orantılı olarak

"commensurate" ile yaygın ifadeler

▪ commensurate with – ile orantılı

▪ commensurate to – -e uygun

TOEIC'teki "commensurate" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'commensurate' genellikle maaş veya faydaların deneyim veya çaba ile orantılı olduğunu belirtmek için kullanılır.

▪Compensation will be commensurate with qualifications.
▪Tazminat, niteliklerle orantılı olacaktır.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

TOEIC dil bilgisi sorularında, 'commensurate' genellikle 'with' veya 'to' edatları ile birlikte kullanılır ve bu bağlamda uygunluk veya orantılılık ifade eder.

▪The job responsibilities are commensurate with the salary.
▪İş sorumlulukları, maaşla orantılıdır.

commensurate

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Commensurate with'

'ile orantılı' anlamına gelir ve genellikle maaş, fayda veya sorumlulukların uygunluğunu belirtmek için kullanılır.

▪The workload is commensurate with the pay.
▪İş yükü, maaşla orantılıdır.

'Commensurate to one's abilities'

'birinin yeteneklerine uygun' anlamına gelir ve genellikle bir kişinin becerileri veya kapasitesi ile eşleşen bir durumu belirtmek için kullanılır.

▪The tasks are commensurate to her abilities.
▪Görevler, onun yeteneklerine uygundur.

Benzer kelimeler ve "commensurate" arasındaki farklar

commensurate

,

proportional

farklılıklar

'Commensurate' ve 'proportional' her ikisi de uygunluk veya eşitlik ifade eder, ancak 'commensurate' genellikle daha resmi bir bağlamda kullanılır.

commensurate
▪The benefits are commensurate with the effort.
▪Yararlar, çabayla orantılıdır.
proportional
▪The response was proportional to the threat.
▪Tepki, tehdide orantılıydı.

commensurate

,

equivalent

farklılıklar

'Commensurate' bir şeyin diğerine uygun veya eşit olduğunu ifade ederken, 'equivalent' iki şeyin tamamen aynı değerde veya miktarda olduğunu belirtir.

commensurate
▪Her skills are commensurate with her position.
▪Şirketteki roller aynı değerdedir.
equivalent
▪Their roles are equivalent in the company.
▪Şirketteki roller aynı değerdedir.

"commensurate" ile aynı kökene sahip kelimeler

"commensurate"'in kökeni

The word's etymology is not clear.

Kelime yapısı

The analysis of the word's composition is unclear.

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is unclear or difficult to confirm.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

consistently

consistently

250
▪perform consistently
▪consistently high
Zarf ┃
Views 1
consistently

consistently

250
tutarlı bir şekilde, sürekli olarak
▪perform consistently – tutarlı bir şekilde performans göstermek
▪consistently high – sürekli olarak yüksek
Zarf ┃
Views 1
commensurate

commensurate

251
▪commensurate with
▪commensurate to
current
post
Sıfat ┃
Views 1
commensurate

commensurate

251
orantılı, eşit ölçüde
▪commensurate with – ile orantılı
▪commensurate to – -e uygun
Sıfat ┃
Views 1
streamline
▪streamline a process
▪streamline operations
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
streamline
Aerodinamik yapı
▪streamline a process – bir süreci basitleştirmek
▪streamline operations – operasyonları basitleştirmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
freshness

freshness

253
▪maintain freshness
▪freshness of breath
İsim ┃
Views 1
freshness

freshness

253
tazelik, yenilik
▪maintain freshness – tazeliği korumak
▪freshness of breath – nefesin tazeliği
İsim ┃
Views 1
endangered
▪endangered species
▪critically endangered
Sıfat ┃
Views 2
endangered
tehlikede olan, nesli tükenmekte olan
▪endangered species – nesli tükenmekte olan türler
▪critically endangered – kritik derecede tehlikede
Sıfat ┃
Views 2
Same category words
müşteri, memnuniyetsizlik

commensurate

orantılı, eşit ölçüde
current post
251

complain

1586

disappoint

1301

shrink

1790

Visitors & Members
1+