compulsory anlamı

'compulsory' means something that is required by law or rule.

compulsory :

zorunlu, mecburi

Sıfat

▪ Attendance at the meeting is compulsory.

▪ Toplantıya katılım zorunludur.

▪ Wearing a helmet is compulsory for cyclists.

▪ Bisikletçiler için kask takmak zorunludur.

paraphrasing

▪ mandatory – zorunlu

▪ obligatory – mecburi

Telaffuz

compulsory [kəmˈpʌlsəri]

Sıfatın vurgusu ikinci hece "pul" üzerindedir ve "kəm-pul-sə-ri" şeklinde telaffuz edilir.

"compulsory" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"compulsory" - Genel anlam

Sıfat
zorunlu, mecburi

"compulsory" için konuşma türü değişiklikleri

▪ compulsion (isim) – zorlama, mecburiyet

▪ compel (fiil) – zorlamak

"compulsory" ile yaygın ifadeler

▪ compulsory education – zorunlu eğitim

▪ compulsory attendance – zorunlu katılım

▪ compulsory measures – zorunlu önlemler

▪ compulsory insurance – zorunlu sigorta

TOEIC'teki "compulsory" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'compulsory' is often used to describe mandatory rules or requirements.

▪The training is compulsory for all employees.
▪Eğitim tüm çalışanlar için zorunludur.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

In TOEIC grammar questions, 'compulsory' is typically used as an adjective to modify nouns, indicating necessity or obligation.

▪It is compulsory to wear a uniform.
▪Üniforma giymek zorunludur.

compulsory

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Compulsory education' refers to the period of education that is required by law for children.

▪Compulsory education lasts until age 16 in many countries.
▪Birçok ülkede zorunlu eğitim 16 yaşına kadar sürer.

'Compulsory purchase' is a legal process where a government can acquire private property for public use.

▪The land was acquired through compulsory purchase.
▪Arazi zorunlu satın alma yoluyla edinildi.

Benzer kelimeler ve "compulsory" arasındaki farklar

compulsory

,

mandatory

farklılıklar

While 'compulsory' often implies a legal requirement, 'mandatory' is used more broadly to describe any requirement that must be followed.

compulsory
▪Attendance is compulsory for all students.
▪Katılım tüm öğrenciler için zorunludur.
mandatory
▪It is mandatory to submit the form by Friday.
▪Formun Cuma gününe kadar teslim edilmesi zorunludur.

compulsory

,

obligatory

farklılıklar

'Compulsory' often suggests a formal or legal obligation, while 'obligatory' can refer to any kind of moral or social obligation.

compulsory
▪Wearing a seatbelt is compulsory by law.
▪Toplantıya katılım mecburidir.
obligatory
▪Attendance at the meeting is obligatory.
▪Toplantıya katılım mecburidir.

"compulsory" ile aynı kökene sahip kelimeler

"compulsory"'in kökeni

'Compulsory' kelimesi, Latince 'compellere' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'zorlamak' veya 'baskı yapmak' anlamına gelir.

Kelime yapısı

'Compulsory' kelimesi, 'com' (birlikte), 'puls' (itmek) kökü ve 'ory' (sıfat) ekinden oluşur.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Compulsory' kelimesinin kökü 'puls'dur (itmek). Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'impulse' (dürtü), 'repulse' (geri püskürtmek) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

collateral

collateral

811
▪provide collateral
▪accept collateral
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
collateral

collateral

811
Ekstra, yardımcı
▪provide collateral – teminat sağlamak
▪accept collateral – teminat kabul etmek
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
compulsory

compulsory

812
▪compulsory education
▪compulsory attendance
current
post
Sıfat ┃
Views 1
compulsory

compulsory

812
zorunlu, mecburi
▪compulsory education – zorunlu eğitim
▪compulsory attendance – zorunlu katılım
Sıfat ┃
Views 1
prosecute

prosecute

813
▪prosecute a case
▪prosecute someone for a crime
Fiil ┃
Views 1
prosecute

prosecute

813
Dava açmak, yargılamak
▪prosecute a case – bir davayı kovuşturmak
▪prosecute someone for a crime – birini bir suçtan dolayı dava etmek
Fiil ┃
Views 1
promising

promising

814
▪promising future
▪promising career
Sıfat ┃
Views 1
promising

promising

814
umut verici, gelecek vaat eden
▪promising future – umut verici gelecek
▪promising career – gelecek vaat eden kariyer
Sıfat ┃
Views 1
volatile

volatile

815
▪a volatile market
▪volatile prices
Sıfat ┃
Views 1
volatile

volatile

815
Değişken, istikrarsız
▪a volatile market – değişken bir piyasa
▪volatile prices – değişken fiyatlar
Sıfat ┃
Views 1
Same category words
etik, normlar

compulsory

zorunlu, mecburi
current post
812

deliberate

1904

mandate

1672

bribery

939

scandal

1354

Visitors & Members
1+