curator anlamı

'Curator' bir müze, galeri veya sergi gibi bir kurumda koleksiyonları yöneten ve sergileri düzenleyen kişidir.

curator :

küratör, sergi düzenleyicisi

İsim

▪ The curator organized the new art exhibit.

▪ Küratör, yeni sanat sergisini düzenledi.

▪ She is the curator of the history museum.

▪ O, tarih müzesinin küratörüdür.

paraphrasing

▪ custodian – koruyucu

▪ manager – yönetici

Telaffuz

curator [kjʊˈreɪtər]

İsim, ikinci hecede "ray" üzerine vurgu ile "kyu-ray-tor" olarak telaffuz edilir.

"curator" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"curator" - Genel anlam

İsim
küratör, sergi düzenleyicisi

"curator" için konuşma türü değişiklikleri

▪ curatorial (sıfat) – küratörlükle ilgili

▪ curate (fiil) – küratörlük yapmak

"curator" ile yaygın ifadeler

▪ museum curator – müze küratörü

▪ art curator – sanat küratörü

▪ exhibition curator – sergi küratörü

▪ gallery curator – galeri küratörü

TOEIC'teki "curator" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'curator' genellikle müzeler veya sanat galerileri bağlamında kullanılır.

▪The museum curator gave a tour of the new exhibit.
▪Müze küratörü yeni serginin turunu yaptı.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Curator' genellikle bir kurumun koleksiyonlarını yöneten kişi olarak tanımlandığı için, dilbilgisi sorularında bu bağlamda kullanılır.

▪The curator manages the museum's collections.
▪Küratör, müzenin koleksiyonlarını yönetir.

curator

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Curator's choice', küratörün seçimi anlamına gelir ve genellikle bir sergide öne çıkan parçaları belirtmek için kullanılır.

▪The curator's choice includes rare artifacts.
▪Küratörün seçimi nadir eserleri içerir.

'Curate an experience', bir deneyimi düzenlemek anlamına gelir ve etkinlik veya sergi planlamada kullanılır.

▪She curated an unforgettable experience for the visitors.
▪Ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim düzenledi.

Benzer kelimeler ve "curator" arasındaki farklar

curator

,

custodian

farklılıklar

'Curator', bir koleksiyonu düzenleyen ve sergileyen kişi anlamına gelirken, 'custodian' genellikle bir mülk veya bina gibi fiziksel bir alanın bakımını yapan kişi anlamına gelir.

curator
▪The curator selected the paintings for the exhibit.
▪Küratör, sergi için tabloları seçti.
custodian
▪The custodian cleaned the gallery after hours.
▪Bekçi, mesai sonrası galeriyi temizledi.

curator

,

manager

farklılıklar

'Curator', özellikle sanat veya tarihi eserlerle ilgili koleksiyonları yöneten kişi anlamına gelirken, 'manager' daha genel bir yönetim rolünü ifade eder.

curator
▪The curator organized the art collection.
▪Yönetici, tüm departmanı denetler.
manager
▪The manager oversees the entire department.
▪Yönetici, tüm departmanı denetler.

"curator" ile aynı kökene sahip kelimeler

"curator"'in kökeni

'Curator' kelimesi, Latince 'cura' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'bakım' veya 'gözetim' anlamına gelirken, zamanla koleksiyonları düzenleyen kişi anlamını kazanmıştır.

Kelime yapısı

'Curator' kelimesi, 'cur' (bakım) kökü ve 'ator' (yapan kişi) ekinden oluşur.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Curator' kelimesinin kökü 'cur'dur (bakım). Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'cure' (tedavi) ve 'curious' (meraklı) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

in-house

in-house

935
▪in-house training
▪in-house development
Sıfat ┃
Zarf ┃
Views 0
in-house

in-house

935
Şirket içi, kurum içi
▪in-house training – kurum içi eğitim
▪in-house development – kurum içi geliştirme
Sıfat ┃
Zarf ┃
Views 0
curator

curator

936
▪museum curator
▪art curator
current
post
İsim ┃
Views 1
curator

curator

936
küratör, sergi düzenleyicisi
▪museum curator – müze küratörü
▪art curator – sanat küratörü
İsim ┃
Views 1
dense

dense

937
▪dense fog
▪dense forest
Sıfat ┃
Views 1
dense

dense

937
Yoğun, kalın
▪dense fog – yoğun sis
▪dense forest – yoğun orman
Sıfat ┃
Views 1
plunge

plunge

938
▪take the plunge
▪plunge into action
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
plunge

plunge

938
ani düşüş, dalış
▪take the plunge – cesur bir adım atmak
▪plunge into action – harekete geçmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
bribery

bribery

939
▪accept a bribe
▪offer a bribe
İsim ┃
Views 2
bribery

bribery

939
Rüşvet verme, rüşvetçilik
▪accept a bribe – rüşvet almak
▪offer a bribe – rüşvet teklif etmek
İsim ┃
Views 2
Same category words
fuar, fuar

curator

küratör, sergi düzenleyicisi
current post
936

curator

936

exhibit

532

exhibition

2031

Visitors & Members
1+