decision-maker anlamı

'Decision-maker' bir durumu veya olayı etkileyen önemli kararlar veren kişi anlamına gelir.

decision-maker :

Karar verici

İsim

▪ The manager is the main decision-maker in the company.

▪ Müdür, şirketteki ana karar vericidir.

▪ As a decision-maker, she chooses the best options.

▪ Bir karar verici olarak, en iyi seçenekleri seçer.

paraphrasing

▪ decider – karar verici

▪ arbitrator – hakem

Telaffuz

decision-maker [dɪˈsɪʒ.ən ˌmeɪ.kər]

İsim, birinci hecede vurgu olan "de" kısmında vurgulanır ve "di-si-zhun-mey-kır" olarak telaffuz edilir.

"decision-maker" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"decision-maker" - Genel anlam

İsim
Karar verici

"decision-maker" için konuşma türü değişiklikleri

▪ decision-making (isim) – karar verme

"decision-maker" ile yaygın ifadeler

▪ key decision-maker – anahtar karar verici

▪ effective decision-maker – etkili karar verici

▪ strategic decision-maker – stratejik karar verici

▪ corporate decision-maker – kurumsal karar verici

TOEIC'teki "decision-maker" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'decision-maker' genellikle bir organizasyon veya proje için önemli kararlar veren kişi anlamında kullanılır.

▪The CEO is the key decision-maker in the company.
▪CEO, şirketteki anahtar karar vericidir.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

TOEIC dil bilgisi sorularında, 'decision-maker' genellikle bir isim olarak kullanılır ve karar verme süreçlerinde yer alan kişileri tanımlamak için kullanılır.

▪The decision-maker must consider all options.
▪Karar verici tüm seçenekleri değerlendirmelidir.

decision-maker

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Decision-maker' ifadesi, genellikle bir organizasyon veya şirket içinde stratejik kararlar alan kişiyi tanımlamak için kullanılır.

▪As a decision-maker, he influences company policy.
▪Bir karar verici olarak, şirket politikasını etkiler.

'Decision-maker' ifadesi, genellikle bir organizasyon veya şirket içinde stratejik kararlar alan kişiyi tanımlamak için kullanılır.

▪As a decision-maker, he influences company policy.
▪Bir karar verici olarak, şirket politikasını etkiler.

Benzer kelimeler ve "decision-maker" arasındaki farklar

decision-maker

,

decider

farklılıklar

'Decision-maker', karar veren kişi anlamında kullanılırken, 'decider' genellikle bir durumu veya sonucu belirleyen kişi veya şey anlamına gelir.

decision-maker
▪The decision-maker approved the new policy.
▪Karar verici yeni politikayı onayladı.
decider
▪The match was a decider for the championship.
▪Maç, şampiyonluk için belirleyici oldu.

decision-maker

,

arbitrator

farklılıklar

'Decision-maker', kararları doğrudan etkileyen kişi anlamına gelirken, 'arbitrator' genellikle anlaşmazlıkları çözmek için tarafsız bir şekilde karar veren kişi anlamına gelir.

decision-maker
▪The decision-maker set the new rules.
▪Hakem anlaşmazlığı çözdü.
arbitrator
▪The arbitrator resolved the dispute.
▪Hakem anlaşmazlığı çözdü.

"decision-maker" ile aynı kökene sahip kelimeler

"decision-maker"'in kökeni

The word's etymology is not clear.

Kelime yapısı

The analysis of the word's composition is unclear.

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is unclear or difficult to confirm.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

tendency

tendency

1611
▪have a tendency
▪show a tendency
İsim ┃
Views 1
tendency

tendency

1611
Eğilim, meyil
▪have a tendency – eğilimi olmak
▪show a tendency – eğilim göstermek
İsim ┃
Views 1
decision-maker

decision-maker

1612
▪key decision-maker
▪effective decision-maker
current
post
İsim ┃
Views 1
decision-maker

decision-maker

1612
Karar verici
▪key decision-maker – anahtar karar verici
▪effective decision-maker – etkili karar verici
İsim ┃
Views 1
greed

greed

1613
▪driven by greed
▪act out of greed
İsim ┃
Views 1
greed

greed

1613
Açgözlülük, hırs
▪driven by greed – açgözlülükle yönlendirilmek
▪act out of greed – açgözlülükle hareket etmek
İsim ┃
Views 1
gradually

gradually

1614
▪gradually improve
▪gradually change
Zarf ┃
Views 1
gradually

gradually

1614
Yavaş yavaş, aşama aşama
▪gradually improve – yavaş yavaş gelişmek
▪gradually change – yavaş yavaş değişmek
Zarf ┃
Views 1
collaboration
▪in collaboration with
▪collaboration on a project
İsim ┃
Views 1
collaboration
iş birliği, ortak çalışma
▪in collaboration with – ile iş birliği içinde
▪collaboration on a project – bir proje üzerinde iş birliği
İsim ┃
Views 1
Same category words
liderlik, takım çalışması

decision-maker

Karar verici
current post
1612

urge

976

lead

330

ideal

369

Visitors & Members
1+