earnest anlamı

earnest, "bir şeyin ciddiyetini veya samimiyetini ifade eden" anlamına gelir.

earnest :

Ciddi, samimi

Sıfat

▪ She made an earnest request for help.

▪ Yardım için ciddi bir talepte bulundu.

▪ His earnest attitude impressed everyone.

▪ Ciddi tavrı herkesi etkiledi.

paraphrasing

▪ serious – ciddi

▪ sincere – samimi

earnest :

Ciddiyet, samimiyet

İsim

▪ His earnest was clear in his speech.

▪ Ciddiyeti konuşmasında belirgindi.

▪ The earnest of the deal was paid in advance.

▪ Anlaşmanın ciddiyeti peşin ödendi.

paraphrasing

▪ earnestness – ciddiyet

▪ sincerity – samimiyet

Telaffuz

earnest [ˈɜrnɪst]

Sıfatın vurgusu ilk hecede "earn" üzerindedir ve "ör-nıst" olarak telaffuz edilir.

"earnest" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"earnest" - Genel anlam

Sıfat
Ciddi, samimi
İsim
Ciddiyet, samimiyet

"earnest" için konuşma türü değişiklikleri

▪ earnestly (zarf) – ciddiyetle, samimiyetle

▪ earnestness (isim) – ciddiyet, samimiyet

"earnest" ile yaygın ifadeler

▪ make an earnest effort – ciddi bir çaba göstermek

▪ speak in earnest – ciddiyetle konuşmak

▪ earnest money – peşinat, ciddiyet parası

▪ earnest conversation – ciddi bir konuşma

TOEIC'teki "earnest" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'earnest' genellikle bir kişinin ciddiyetini veya samimiyetini ifade eden bağlamlarda kullanılır.

▪She spoke in an earnest tone.
▪Ciddi bir tonla konuştu.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

TOEIC dil bilgisi sorularında, 'earnest' genellikle sıfat olarak kullanılır ve cümledeki anlamını belirlemek için sorular sorulabilir.

▪His earnest nature is appreciated.
▪Ciddi doğası takdir ediliyor.

earnest

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'In earnest' ifadesi, "ciddiyetle" anlamına gelir ve genellikle bir şeyin ciddi şekilde yapıldığını belirtmek için kullanılır.

▪She was in earnest about her studies.
▪Çalışmaları hakkında ciddiydi.

'Earnest money' ifadesi, bir anlaşmanın ciddiyetini göstermek için ödenen parayı ifade eder.

▪He paid earnest money for the house.
▪Evi almak için peşinat ödedi.

Benzer kelimeler ve "earnest" arasındaki farklar

earnest

,

sincere

farklılıklar

'Earnest', bir şeyin ciddiyetini ifade ederken, 'sincere' daha çok içten bir niyeti veya duyguyu belirtir.

earnest
▪She made an earnest request for help.
▪Yardım için ciddi bir talepte bulundu.
sincere
▪He gave a sincere apology.
▪İçten bir özür diledi.

earnest

,

serious

farklılıklar

'Earnest', bir şeyin ciddiyetini belirtirken, 'serious' genellikle daha genel bir ciddiyet ifadesidir.

earnest
▪His earnest request was hard to ignore.
▪Ciddi bir konunun dikkat edilmesi gerekiyor.
serious
▪The serious matter needs attention.
▪Ciddi bir konunun dikkat edilmesi gerekiyor.

"earnest" ile aynı kökene sahip kelimeler

"earnest"'in kökeni

'Earnest' kelimesi, Orta İngilizce 'earnest' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta "ciddi" anlamına gelirken zamanla "samimiyet" anlamını kazanmıştır.

Kelime yapısı

'Earnest' kelimesi, kök olarak 'earn' (kazanmak) ve 'est' (sıfat yapıcı) ekinden oluşur.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Earnest' kelimesinin kökü 'earn' (kazanmak)dır. Aynı kökü paylaşan diğer kelimeler arasında 'earnings' (kazanç) ve 'earner' (kazanıcı) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

plaster

plaster

1651
▪apply plaster
▪plaster cast
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
plaster

plaster

1651
Alçı, yara bandı
▪apply plaster – alçı uygulamak
▪plaster cast – alçı kalıp
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
earnest

earnest

1652
▪make an earnest effort
▪speak in earnest
current
post
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
earnest

earnest

1652
Ciddi, samimi
▪make an earnest effort – ciddi bir çaba göstermek
▪speak in earnest – ciddiyetle konuşmak
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
boast

boast

1653
▪make a boast
▪boast of/about something
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
boast

boast

1653
Övünme, gurur duyulan şey
▪make a boast – övünmek
▪boast of/about something – bir şeyle övünmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
scope

scope

1654
▪scope of work
▪scope out
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
scope

scope

1654
Kapsam, alan
▪scope of work – iş kapsamı
▪scope out – kapsamını belirlemek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
conviction

conviction

1655
▪strong conviction
▪criminal conviction
İsim ┃
Views 1
conviction

conviction

1655
inanç, mahkumiyet
▪strong conviction – güçlü inanç
▪criminal conviction – suç mahkumiyeti
İsim ┃
Views 1
Same category words
liderlik, takım çalışması

earnest

Ciddi, samimi
current post
1652

Visitors & Members
2+