exotic anlamı

'Exotic' signifie « alışılmadık, ilginç veya yabancı bir şey » anlamına gelir.

exotic :

Yabancı, ilginç

Sıfat

▪ The exotic flowers are beautiful.

▪ Egzotik çiçekler güzeldir.

▪ She loves exotic foods from different countries.

▪ Farklı ülkelerden gelen egzotik yiyecekleri sever.

paraphrasing

▪ foreign – yabancı

▪ unusual – alışılmadık

exotic :

Egzotik şey, ilginç nesne

İsim

▪ The market sells exotic from around the world.

▪ Pazar, dünyanın dört bir yanından egzotik ürünler satıyor.

▪ She bought an exotic for her collection.

▪ Koleksiyonu için bir egzotik şey satın aldı.

paraphrasing

▪ exoticism – egzotizm

▪ exoticness – egzotik olma durumu

Telaffuz

exotic [ɪɡˈzɒtɪk]

Sıfat, ikinci hecede vurgu ile "ig-zot-ik" olarak telaffuz edilir.

"exotic" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"exotic" - Genel anlam

Sıfat
Yabancı, ilginç
İsim
Egzotik şey, ilginç nesne

"exotic" için konuşma türü değişiklikleri

▪ exoticism (isim) – egzotizm, yabancı olma durumu

▪ exotically (zarf) – egzotik bir şekilde

"exotic" ile yaygın ifadeler

▪ exotic plants – egzotik bitkiler

▪ exotic animals – egzotik hayvanlar

▪ exotic cuisine – egzotik mutfak

▪ exotic destinations – egzotik destinasyonlar

TOEIC'teki "exotic" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'exotic' genellikle ilginç veya alışılmadık şeyleri tanımlamak için kullanılır.

▪The exotic bird attracted many visitors.
▪Egzotik kuş birçok ziyaretçiyi çekti.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Exotic' genellikle olumlu bir anlam taşır ve farklı kültürlerden gelen şeyleri tanımlamak için kullanılır.

▪The restaurant offers exotic dishes from Asia.
▪Restoran, Asya'dan egzotik yemekler sunuyor.

exotic

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Exotic dancer' ifadesi, genellikle özel bir performans sergileyen dansçılar için kullanılır.

▪The club hired an exotic dancer for the event.
▪Kulüp etkinlik için bir egzotik dansçı kiraladı.

'Exotic locations' ifadesi, seyahat için ilginç ve alışılmadık yerleri tanımlar.

▪They traveled to exotic locations for their vacation.
▪Tatil için egzotik yerlere seyahat ettiler.

Benzer kelimeler ve "exotic" arasındaki farklar

exotic

,

foreign

farklılıklar

'Exotic', genellikle alışılmadık ve ilginç olan şeyleri tanımlarken, 'foreign' daha genel olarak yabancı olan her şeyi ifade eder.

exotic
▪The exotic fruits are unique.
▪Egzotik meyveler eşsizdir.
foreign
▪The foreign fruits are available in the market.
▪Pazar, yabancı meyveler sunmaktadır.

exotic

,

unusual

farklılıklar

'Exotic', ilginç ve farklı olan şeyleri tanımlarken, 'unusual' genel olarak alışılmadık olan şeyleri ifade eder.

exotic
▪The exotic animal amazed everyone.
▪Alışılmadık hayvan ormanda bulundu.
unusual
▪The unusual animal was found in the forest.
▪Alışılmadık hayvan ormanda bulundu.

"exotic" ile aynı kökene sahip kelimeler

"exotic"'in kökeni

'Exotic' kelimesi, Latince 'exoticus' kelimesinden türetilmiştir ve bu kelime "yabancı" anlamına gelir. Zamanla, alışılmadık ve ilginç şeyleri tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır.

Kelime yapısı

'Exo' (dış) ve 'tic' (ilişkin) köklerinden oluşur ve "dışa ait" anlamını taşır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Exotic' kelimesinin kökü 'exoticus'tur. Aynı kökü paylaşan etkili kelimeler arasında 'exoticism' (egzotizm) ve 'exotica' (egzotik şeyler) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

contingent

contingent

1931
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
contingent

contingent

1931
Koşullu, belirsiz
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
exotic

exotic

1932
▪exotic plants
▪exotic animals
current
post
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
exotic

exotic

1932
Yabancı, ilginç
▪exotic plants – egzotik bitkiler
▪exotic animals – egzotik hayvanlar
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
scent

scent

1933
▪a faint scent
▪a strong scent
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
scent

scent

1933
Koku, güzel koku
▪a faint scent – hafif bir koku
▪a strong scent – güçlü bir koku
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
devastate

devastate

1934
▪devastate an area
▪emotionally devastated
Fiil ┃
Views 1
devastate

devastate

1934
mahvetmek, yıkmak
▪devastate an area – bir bölgeyi yıkmak
▪emotionally devastated – duygusal olarak yıkılmış
Fiil ┃
Views 1
duration

duration

1935
▪for the duration
▪duration of action
İsim ┃
Views 1
duration

duration

1935
Süre, devam süresi
▪for the duration – süre boyunca
▪duration of action – eylem süresi
İsim ┃
Views 1
Same category words
moda, güzellik

exotic

Yabancı, ilginç
current post
1932

exquisite

285

stunning

1261

dye

1501

pale

1317

Visitors & Members
2+