flaw anlamı

'Flaw' means a defect or imperfection in something.

flaw :

Kusur, hata

İsim

▪ The vase has a flaw.

▪ Vazonun bir kusuru var.

▪ There is a flaw in the design.

▪ Tasarımda bir hata var.

paraphrasing

▪ defect – kusur

▪ imperfection – eksiklik

flaw :

Kusurlu hale getirmek

Fiil

▪ The rain flawed the painting.

▪ Yağmur, resmi kusurlu hale getirdi.

▪ His argument was flawed.

▪ Onun argümanı kusurluydu.

paraphrasing

▪ mar – bozmak

▪ damage – zarar vermek

Telaffuz

flaw [flɔː]

İsim ve fiil olarak aynı telaffuza sahiptir ve "flo" şeklinde telaffuz edilir.

"flaw" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"flaw" - Genel anlam

İsim
Kusur, hata
Fiil
Kusurlu hale getirmek

"flaw" için konuşma türü değişiklikleri

▪ flawless (sıfat) – kusursuz

▪ flawed (sıfat) – kusurlu

"flaw" ile yaygın ifadeler

▪ fatal flaw – ölümcül kusur

▪ character flaw – karakter kusuru

▪ design flaw – tasarım hatası

▪ minor flaw – küçük kusur

TOEIC'teki "flaw" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'flaw' is often used to describe a defect in products or arguments.

▪The report had a major flaw.
▪Raporun büyük bir kusuru vardı.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

In grammar questions, 'flaw' can be tested as a noun or a verb, focusing on its use in sentences.

▪The plan was flawed from the start.
▪Plan baştan beri kusurluydu.

flaw

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Fatal flaw' refers to a critical defect that can cause failure.

▪The fatal flaw led to the project's downfall.
▪Ölümcül kusur, projenin çöküşüne yol açtı.

'Flaw in the ointment' is an idiom meaning a small problem that spoils something good.

▪There's a flaw in the ointment in this plan.
▪Bu planda küçük bir sorun var.

Benzer kelimeler ve "flaw" arasındaki farklar

flaw

,

defect

farklılıklar

'Flaw' genellikle küçük kusurları ifade ederken, 'defect' daha ciddi veya yapısal sorunları belirtir.

flaw
▪The vase has a flaw.
▪Vazonun bir kusuru var.
defect
▪The product has a defect.
▪Üründe bir kusur var.

flaw

,

blemish

farklılıklar

'Flaw' daha genel bir kusuru ifade ederken, 'blemish' genellikle yüzeysel veya estetik kusurları belirtir.

flaw
▪The argument was flawed.
▪Ciltte bir leke var.
blemish
▪The skin has a blemish.
▪Ciltte bir leke var.

"flaw" ile aynı kökene sahip kelimeler

"flaw"'in kökeni

The word's etymology is not clear.

Kelime yapısı

The analysis of the word's composition is unclear.

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is unclear or difficult to confirm.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

tenant

tenant

136
▪long-term tenant
▪new tenant
İsim ┃
Views 5
tenant

tenant

136
kiracı, kiralayan
▪long-term tenant – uzun süreli kiracı
▪new tenant – yeni kiracı
İsim ┃
Views 5
flaw

flaw

137
▪fatal flaw
▪character flaw
current
post
İsim ┃
Fiil ┃
Views 7
flaw

flaw

137
Kusur, hata
▪fatal flaw – ölümcül kusur
▪character flaw – karakter kusuru
İsim ┃
Fiil ┃
Views 7
guarantee

guarantee

138
▪money-back guarantee
▪satisfaction guarantee
İsim ┃
Fiil ┃
Views 3
guarantee

guarantee

138
Garanti, teminat
▪money-back guarantee – para iade garantisi
▪satisfaction guarantee – memnuniyet garantisi
İsim ┃
Fiil ┃
Views 3
loan

loan

139
▪take out a loan
▪loan agreement
İsim ┃
Fiil ┃
Views 6
loan

loan

139
Borç, ödünç para
▪take out a loan – kredi çekmek
▪loan agreement – kredi sözleşmesi
İsim ┃
Fiil ┃
Views 6
admit

admit

140
▪admit to a mistake
▪admit someone to a place
Fiil ┃
Views 2
admit

admit

140
Kabul etmek, itiraf etmek
▪admit to a mistake – bir hatayı kabul etmek
▪admit someone to a place – birini bir yere kabul etmek
Fiil ┃
Views 2
Same category words
kalite, yönetim

flaw

Kusur, hata
current post
137

Visitors & Members
7+