imperative anlamı

'Imperative' bir şeyin yapılmasının çok önemli veya zorunlu olduğunu ifade eder.

imperative :

Zorunlu, mecburi

Sıfat

▪ It is imperative to follow the rules.

▪ Kurallara uymak zorunludur.

▪ Immediate action is imperative.

▪ Hemen harekete geçmek zorunludur.

paraphrasing

▪ essential – gerekli

▪ crucial – çok önemli

▪ necessary – gerekli

imperative :

Zorunluluk, emir

İsim

▪ Following the imperative is important.

▪ Zorunluluğa uymak önemlidir.

▪ The imperative was clear and direct.

▪ Emir net ve doğrudandı.

paraphrasing

▪ command – emir

▪ order – emir

Telaffuz

imperative [ɪmˈpɛrətɪv]

Sıfat ve isim olarak ikinci hecede "per" üzerinde vurgu ile "im-per-a-tiv" şeklinde telaffuz edilir.

"imperative" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"imperative" - Genel anlam

Sıfat
Zorunlu, mecburi
İsim
Zorunluluk, emir

"imperative" için konuşma türü değişiklikleri

▪ imperatively (zarf) – zorunlu bir şekilde

▪ imperativeness (isim) – zorunluluk durumu

"imperative" ile yaygın ifadeler

▪ imperative necessity – zorunlu gereklilik

▪ moral imperative – ahlaki zorunluluk

▪ imperative command – zorunlu emir

TOEIC'teki "imperative" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'imperative' genellikle bir şeyin yapılmasının çok önemli veya zorunlu olduğunu ifade etmek için kullanılır.

▪It is imperative to complete the project on time.
▪Projenin zamanında tamamlanması zorunludur.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

TOEIC dil bilgisi sorularında, 'imperative' genellikle sıfat olarak kullanılır ve bir şeyin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtir.

▪Immediate response is imperative.
▪Hemen yanıt vermek zorunludur.

imperative

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Moral imperative'

ahlaki zorunluluk anlamına gelir ve etik olarak yapılması gereken bir şeyi ifade eder.

▪Helping others is a moral imperative.
▪Başkalarına yardım etmek ahlaki bir zorunluluktur.

'Imperative mood'

dilbilgisinde bir fiil kipini ifade eder ve emir veya talimat vermek için kullanılır.

▪Use the imperative mood to give clear instructions.
▪Açık talimatlar vermek için emir kipini kullanın.

Benzer kelimeler ve "imperative" arasındaki farklar

imperative

,

essential

farklılıklar

'Imperative', bir şeyin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtirken, 'essential' bir şeyin çok önemli olduğunu ancak zorunlu olmadığını ifade eder.

imperative
▪It is imperative to wear a helmet.
▪Kask takmak zorunludur.
essential
▪Water is essential for life.
▪Su, yaşam için gereklidir.

imperative

,

crucial

farklılıklar

'Imperative', bir şeyin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtirken, 'crucial' bir şeyin çok önemli olduğunu ancak zorunlu olmadığını ifade eder.

imperative
▪Following safety rules is imperative.
▪Zamanında alınan kararlar başarı için çok önemlidir.
crucial
▪Timely decisions are crucial for success.
▪Zamanında alınan kararlar başarı için çok önemlidir.

"imperative" ile aynı kökene sahip kelimeler

"imperative"'in kökeni

"Imperative" kelimesi, Latince "imperativus" kelimesinden türemiştir ve başlangıçta "emir veren" anlamına gelir.

Kelime yapısı

'Imperative' kelimesi, 'im' (içeri), 'per' (tamamen) ve 'ative' (sıfat) eklerinden oluşur ve bu da kelimeye "tamamen emir veren" anlamını kazandırır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Imperative' kelimesinin kökü 'imper' (emir vermek) olup, aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'imperial' (imparatorluk) ve 'imperious' (buyurgan) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

outstanding

outstanding

37
▪outstanding payment
▪outstanding achievement
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 6
outstanding

outstanding

37
Dikkate değer, olağanüstü
▪outstanding payment – ödenmemiş ödeme
▪outstanding achievement – dikkate değer başarı
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 6
imperative

imperative

38
▪imperative necessity
▪moral imperative
current
post
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 4
imperative

imperative

38
Zorunlu, mecburi
▪imperative necessity – zorunlu gereklilik
▪moral imperative – ahlaki zorunluluk
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 4
substantial
▪substantial amount
▪substantial evidence
Sıfat ┃
Views 8
substantial
önemli, büyük, kayda değer
▪substantial amount – önemli miktar
▪substantial evidence – güçlü kanıt
Sıfat ┃
Views 8
decline

decline

40
▪decline in value
▪decline an offer
İsim ┃
Fiil ┃
Views 5
decline

decline

40
Düşüş, azalma
▪decline in value – değer kaybetmek
▪decline an offer – bir teklifi reddetmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 5
balance

balance

41
▪balance the budget
▪work-life balance
İsim ┃
Fiil ┃
Views 7
balance

balance

41
Denge, bakiye
▪balance the budget – bütçeyi dengelemek
▪work-life balance – iş-yaşam dengesi
İsim ┃
Fiil ┃
Views 7
Same category words
güvenlik, prosedür

imperative

Zorunlu, mecburi
current post
38

deter

863

exploit

1922

lock

544

capture

1541

Visitors & Members
4+