mandate anlamı

'Mandate' means 'an official order or command to do something'.

mandate :

Yetki, emir

İsim

▪ The manager received a mandate to improve sales.

▪ Müdür, satışları artırmak için bir yetki aldı.

▪ The mandate was clear and precise.

▪ Emir açık ve netti.

paraphrasing

▪ order – emir

▪ directive – yönerge

mandate :

Yetkilendirmek, zorunlu kılmak

Fiil

▪ The government mandated new safety measures.

▪ Hükümet yeni güvenlik önlemlerini zorunlu kıldı.

▪ The policy mandates regular inspections.

▪ Politika, düzenli denetimleri zorunlu kılıyor.

paraphrasing

▪ require – gerektirmek

▪ authorize – yetkilendirmek

Telaffuz

mandate [ˈmæn.deɪt]

İsim ve fiil olarak kullanıldığında, "man" kısmında vurgu ile "man-deyt" olarak telaffuz edilir.

"mandate" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"mandate" - Genel anlam

İsim
Yetki, emir
Fiil
Yetkilendirmek, zorunlu kılmak

"mandate" için konuşma türü değişiklikleri

▪ mandatory (sıfat) – zorunlu

▪ mandated (sıfat) – zorunlu kılınmış

"mandate" ile yaygın ifadeler

▪ issue a mandate – bir emir vermek

▪ follow a mandate – bir emri takip etmek

▪ mandate compliance – uyumu zorunlu kılmak

▪ mandate reform – reformu zorunlu kılmak

TOEIC'teki "mandate" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'mandate' is often used in contexts involving official orders or requirements.

▪The board issued a mandate for budget cuts.
▪Kurul, bütçe kesintileri için bir emir verdi.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

In TOEIC grammar questions, 'mandate' can be tested as both a noun and a verb, focusing on its usage in sentences.

▪The law mandates that all employees wear badges.
▪Yasa, tüm çalışanların yaka kartı takmasını zorunlu kılar.

mandate

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Mandate to'

'yetki vermek' anlamında kullanılır ve bir görev veya sorumluluğu belirtir.

▪The committee has a mandate to investigate the issue.
▪Komite, konuyu araştırmak için yetki aldı.

'Mandate from above'

üst düzeyden gelen bir emir veya talimat anlamına gelir.

▪The changes were a mandate from above.
▪Değişiklikler üst düzeyden gelen bir emirdi.

Benzer kelimeler ve "mandate" arasındaki farklar

mandate

,

order

farklılıklar

'Mandate' genellikle resmi bir yetki veya görev anlamına gelirken, 'order' daha genel bir emir veya talimat anlamına gelir.

mandate
▪The manager received a mandate to improve sales.
▪Müdür, satışları artırmak için bir yetki aldı.
order
▪He gave an order to start the meeting.
▪Toplantıyı başlatmak için bir emir verdi.

mandate

,

decree

farklılıklar

'Mandate' genellikle belirli bir görev veya yetkiyi ifade ederken, 'decree' genellikle resmi bir karar veya hüküm anlamına gelir.

mandate
▪The policy mandates regular inspections.
▪Kral, uygulamayı yasaklayan bir karar çıkardı.
decree
▪The king issued a decree banning the practice.
▪Kral, uygulamayı yasaklayan bir karar çıkardı.

"mandate" ile aynı kökene sahip kelimeler

"mandate"'in kökeni

'Mandate' kelimesi, Latince 'mandatum' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'emir' veya 'yetki' anlamına gelirken, zamanla resmi bir görev veya talimat anlamını kazanmıştır.

Kelime yapısı

'Mandate' kelimesi, 'man' (el), 'dat' (vermek) kökü ve 'e' (isim) ekinden oluşur ve bu da kelimeye 'verilen el' anlamını kazandırır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Mandate' kelimesinin kökü 'mand' (vermek) kelimesidir. Aynı kökü paylaşan diğer kelimeler arasında 'command' (emir vermek) ve 'demand' (talep etmek) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

sober

sober

1671
▪sober up
▪sober reflection
Sıfat ┃
Fiil ┃
Views 0
sober

sober

1671
ayık, ciddi
▪sober up – ayılmak
▪sober reflection – ciddi düşünce
Sıfat ┃
Fiil ┃
Views 0
mandate

mandate

1672
▪issue a mandate
▪follow a mandate
current
post
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
mandate

mandate

1672
Yetki, emir
▪issue a mandate – bir emir vermek
▪follow a mandate – bir emri takip etmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
fuss

fuss

1673
▪make a fuss
▪fuss over something
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
fuss

fuss

1673
Yaygara, telaş
▪make a fuss – yaygara koparmak
▪fuss over something – bir şey için telaşlanmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
infant

infant

1674
▪infant care
▪infant formula
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
infant

infant

1674
bebek, başlangıç aşamasında
▪infant care – bebek bakımı
▪infant formula – bebek maması
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
freelance

freelance

1675
Sıfat ┃
Fiil ┃
Views 1
freelance

freelance

1675
Serbest çalışan, bağımsız
Sıfat ┃
Fiil ┃
Views 1
Same category words
etik, normlar

mandate

Yetki, emir
current post
1672

stance

1965

deliberate

1904

deviate

2024

Visitors & Members
1+