procrastinate anlamı

procrastinate, "bir işi ertelemek veya geciktirmek" anlamına gelir.

procrastinate :

Ertelemek, geciktirmek

Fiil

▪ She tends to procrastinate on her assignments.

▪ Ödevlerini ertelemeye eğilimlidir.

▪ He procrastinated until the last minute.

▪ Son dakikaya kadar erteledi.

paraphrasing

▪ delay – geciktirmek

▪ defer – ertelemek

▪ postpone – sonraya bırakmak

Telaffuz

procrastinate [prəˈkræstɪneɪt]

Fiilin vurgusu ikinci hece "cras" üzerindedir ve "prə-kras-ti-neit" olarak telaffuz edilir.

"procrastinate" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"procrastinate" - Genel anlam

Fiil
Ertelemek, geciktirmek

"procrastinate" için konuşma türü değişiklikleri

▪ procrastination (isim) – erteleme, geciktirme

▪ procrastinator (isim) – erteleyici, geciktiren kişi

"procrastinate" ile yaygın ifadeler

▪ procrastinate until tomorrow – yarına kadar ertelemek

▪ procrastinate on a task – bir görevi ertelemek

▪ procrastinate for too long – çok uzun süre ertelemek

▪ avoid procrastination – ertelemeyi önlemek

TOEIC'teki "procrastinate" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'procrastinate' genellikle bir görevi veya işi ertelemek anlamında kullanılır.

▪Many students procrastinate their studies.
▪Birçok öğrenci çalışmalarını erteler.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

"Procrastinate" genellikle geçişsiz bir fiil olarak kullanılır ve hangi eylemin ertelendiğini belirten dilbilgisi sorularında test edilir.

▪He procrastinated doing his homework.
▪Ödevini yapmayı erteledi.

procrastinate

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

"Procrastination" terimi, erteleme eylemini ifade eder ve genellikle olumsuz bir anlam taşır.

▪Procrastination can lead to stress.
▪Erteleme stresi artırabilir.

"Don't procrastinate"

"ertelemeyin" anlamında sıkça kullanılan bir ifadedir.

▪Don't procrastinate; start working now!
▪Ertelemeyin; şimdi çalışmaya başlayın!

Benzer kelimeler ve "procrastinate" arasındaki farklar

procrastinate

,

delay

farklılıklar

"Procrastinate", bir görevi bilerek ve isteyerek ertelemek anlamına gelirken, "delay" genellikle dışsal sebeplerden dolayı bir şeyin geç kalması anlamına gelir.

procrastinate
▪She procrastinated on her project.
▪Projesini erteledi.
delay
▪The train was delayed due to bad weather.
▪Tren kötü hava nedeniyle gecikti.

procrastinate

,

defer

farklılıklar

"Procrastinate", bir işi ertelemek için zaman geçirmeyi ifade ederken, "defer" daha resmi bir bağlamda bir kararın veya eylemin ertelenmesini ifade eder.

procrastinate
▪He procrastinated on his decision.
▪Toplantıyı ertelemeye karar verdiler.
defer
▪They decided to defer the meeting.
▪Toplantıyı ertelemeye karar verdiler.

"procrastinate" ile aynı kökene sahip kelimeler

"procrastinate"'in kökeni

"Procrastinate" kelimesi, Latince "procrastinatus" kelimesinden türetilmiştir ve "ileri bir tarihe bırakmak" anlamına gelir.

Kelime yapısı

"Pro" (ileriye) ve "crastinus" (gün) köklerinden oluşur ve "ilerideki gün" anlamını taşır.

Aynı kökene sahip kelimeler

"Procrastinate" kelimesinin kökü "crastinus"dur. Aynı kökü paylaşan etkili kelimeler arasında "crastinate" (ertelenmek) yer alır.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

confiscate

confiscate

1856
▪confiscate property
▪confiscate illegal items
Fiil ┃
Views 0
confiscate

confiscate

1856
El koymak, zorla almak
▪confiscate property – mülke el koymak
▪confiscate illegal items – yasadışı eşyaları almak
Fiil ┃
Views 0
procrastinate

procrastinate

1857
▪procrastinate until tomorrow
▪procrastinate on a task
current
post
Fiil ┃
Views 1
procrastinate

procrastinate

1857
Ertelemek, geciktirmek
▪procrastinate until tomorrow – yarına kadar ertelemek
▪procrastinate on a task – bir görevi ertelemek
Fiil ┃
Views 1
normal

normal

1858
▪return to normal
▪normal working hours
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
normal

normal

1858
Alışılmış, standart
▪return to normal – normale dönmek
▪normal working hours – normal çalışma saatleri
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
periodical

periodical

1859
▪periodical publication
▪academic periodicals
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
periodical

periodical

1859
Düzenli, periyodik
▪periodical publication – periyodik yayın
▪academic periodicals – akademik dergiler
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1

provision

1860
▪make provision
▪provision for future
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1

provision

1860
Tedarik, sağlama
▪make provision – tedarik yapmak
▪provision for future – geleceğe yönelik sağlama
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
Same category words
ticari operasyonlar, verimlilik

procrastinate

Ertelemek, geciktirmek
current post
1857

organize

331

proactive

1085

short-cut

1692

conduct

122

Visitors & Members
1+