provision anlamı

'Provision' means 'a supply of something needed' or 'to supply with necessary items'.

provision :

Tedarik, sağlama

İsim

▪ The provision of food is essential for the trip.

▪ Gezi için yiyecek sağlanması gereklidir.

▪ There is a provision for extra help in the budget.

▪ Bütçede ekstra yardım için bir tedarik var.

paraphrasing

▪ supply – tedarik

▪ arrangement – düzenleme

provision :

Sağlamak, temin etmek

Fiil

▪ They provision the team with necessary equipment.

▪ Takıma gerekli ekipmanı sağlıyorlar.

▪ The organization provisions food to the needy.

▪ Organizasyon, ihtiyaç sahiplerine yiyecek sağlıyor.

paraphrasing

▪ supply – sağlamak

▪ furnish – donatmak

Telaffuz

provision [prəˈvɪʒən]

İsim, birinci hecede vurgu olan « pro » kısmında vurgulanır ve « pruh-vizh-uhn » olarak telaffuz edilir.

provision [prəˈvɪʒən]

Fiil, birinci hecede vurgu olan « pro » kısmında vurgulanır ve « pruh-vizh-uhn » olarak telaffuz edilir.

"provision" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"provision" - Genel anlam

İsim
Tedarik, sağlama
Fiil
Sağlamak, temin etmek

"provision" için konuşma türü değişiklikleri

▪ provisional (sıfat) – geçici

▪ provider (isim) – sağlayıcı

"provision" ile yaygın ifadeler

▪ make provision – tedarik yapmak

▪ provision for future – geleceğe yönelik sağlama

▪ provision of services – hizmetlerin sağlanması

TOEIC'teki "provision" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'provision' is often used in contexts related to supplying necessary items or services.

▪The contract includes a provision for annual reviews.
▪Sözleşme, yıllık incelemeler için bir tedarik içerir.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

In TOEIC grammar questions, 'provision' is tested for its use as both a noun and a verb, focusing on context and sentence structure.

▪They provision the office with supplies every month.
▪Ofise her ay malzeme sağlıyorlar.

provision

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Provision for error' means 'preparation or supply for potential mistakes', often used in planning contexts.

▪There is a provision for error in the plan.
▪Planda hata için bir tedarik var.

'Provision against risk' refers to 'preparation or supply to mitigate potential risks'.

▪We have a provision against risk in place.
▪Risklere karşı bir tedarikimiz var.

Benzer kelimeler ve "provision" arasındaki farklar

provision

,

supply

farklılıklar

'Provision' often implies a more formal or planned supply, whereas 'supply' can be more general and immediate.

provision
▪The provision of resources was well-organized.
▪Kaynakların sağlanması iyi organize edildi.
supply
▪They supply the store weekly.
▪Mağazaya haftalık olarak malzeme sağlıyorlar.

provision

,

furnish

farklılıklar

'Provision' involves supplying necessities, while 'furnish' often refers to equipping or decorating a space.

provision
▪They provisioned the team with essentials.
▪Odayı güzelce döşedi.
furnish
▪She furnished the room beautifully.
▪Odayı güzelce döşedi.

"provision" ile aynı kökene sahip kelimeler

"provision"'in kökeni

'Provision' comes from the Latin 'provisionem', meaning 'a providing'.

Kelime yapısı

'Provision' consists of 'pro' (forward) and 'vision' (sight), indicating foresight or preparation.

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is 'vision'. Words sharing the same root include 'visionary' and 'envision'.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

periodical

periodical

1859
▪periodical publication
▪academic periodicals
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
periodical

periodical

1859
Düzenli, periyodik
▪periodical publication – periyodik yayın
▪academic periodicals – akademik dergiler
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1

provision

1860
▪make provision
▪provision for future
current
post
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1

provision

1860
Tedarik, sağlama
▪make provision – tedarik yapmak
▪provision for future – geleceğe yönelik sağlama
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
sophisticated
▪sophisticated technology
▪sophisticated taste
Sıfat ┃
Views 1
sophisticated
karmaşık, gelişmiş
▪sophisticated technology – gelişmiş teknoloji
▪sophisticated taste – rafine zevk
Sıfat ┃
Views 1
dignitary

dignitary

1862
▪foreign dignitary
▪visiting dignitary
İsim ┃
Views 2
dignitary

dignitary

1862
önemli kişi, yüksek mevkideki kişi
▪foreign dignitary – yabancı önemli kişi
▪visiting dignitary – ziyarette bulunan önemli kişi
İsim ┃
Views 2
existing

existing

1863
▪existing conditions
▪existing customers
Sıfat ┃
Views 1
existing

existing

1863
Mevcut, var olan
▪existing conditions – mevcut koşullar
▪existing customers – mevcut müşteriler
Sıfat ┃
Views 1
Same category words
üretim, imalat

provision

Tedarik, sağlama
current post
1860

automaker

1585

produce

152

length

1312

plastic

1380

Visitors & Members
1+