provoke anlamı

provoke :

Kışkırtmak, neden olmak

Fiil

▪ His comments provoked a strong reaction.

▪ Yorumları güçlü bir tepkiyi kışkırttı.

▪ The incident provoked anger among the crowd.

▪ Olay kalabalıkta öfkeye neden oldu.

paraphrasing

▪ incite – kışkırtmak

▪ stimulate – teşvik etmek

Telaffuz

provoke [prəˈvoʊk]

Fiil, ikinci hecede "voke" üzerine vurgu ile "pruh-vok" olarak telaffuz edilir.

"provoke" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"provoke" - Genel anlam

Fiil
Kışkırtmak, neden olmak

"provoke" için konuşma türü değişiklikleri

▪ provocative (sıfat) – kışkırtıcı, tahrik edici

▪ provocation (isim) – kışkırtma, neden olma

"provoke" ile yaygın ifadeler

▪ provoke a response – bir tepki kışkırtmak

▪ provoke discussion – tartışma yaratmak

▪ provoke thought – düşünceyi teşvik etmek

▪ provoke someone to action – birini harekete geçirmek

TOEIC'teki "provoke" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

provoke, "birine veya bir duruma tepki vermeye neden olmak" anlamına gelir. TOEIC kelime sorularında 'provoke' genellikle bir tepki veya duygusal bir durum yaratma bağlamında kullanılır.

▪The speech provoked many questions from the audience.
▪Konuşma, izleyicilerden birçok soru kışkırttı.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Provoke' kelimesi genellikle bir nesne gerektirir ve bu nedenle dil bilgisi sorularında nesne olarak kullanılan isimler veya fiilimsi ifadeler ile test edilir.

▪The news provoked a lot of debate.
▪Haberler birçok tartışmayı kışkırttı.

provoke

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Provoke a reaction' ifadesi, bir tepkiyi tetiklemek anlamına gelir ve sıkça kullanılır.

▪His actions provoked a strong reaction from the public.
▪Eylemleri halktan güçlü bir tepki kışkırttı.

'Provoke someone to anger' ifadesi, birini öfkelendirmek anlamına gelir.

▪The situation provoked him to anger.
▪Durum onu öfkelendirdi.

Benzer kelimeler ve "provoke" arasındaki farklar

provoke

,

incite

farklılıklar

'Provoke', birinin duygularını veya tepkilerini kışkırtmak anlamına gelirken, 'incite' genellikle bir eylemi teşvik etmek için kullanılır.

provoke
▪His comments provoked a strong reaction.
▪Yorumları güçlü bir tepkiyi kışkırttı.
incite
▪The leader incited the crowd to protest.
▪Lider kalabalığı protesto etmeye teşvik etti.

provoke

,

stimulate

farklılıklar

'Provoke', genellikle duygusal bir tepki yaratırken, 'stimulate' daha çok düşünsel veya fiziksel bir hareketi teşvik etmek için kullanılır.

provoke
▪The speech provoked many questions.
▪Konferans bilime büyük bir ilgi uyandırdı.
stimulate
▪The lecture stimulated great interest in science.
▪Konferans bilime büyük bir ilgi uyandırdı.

"provoke" ile aynı kökene sahip kelimeler

"provoke"'in kökeni

'Provoke' kelimesi, Latince 'provocare' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'çağırmak' veya 'harekete geçirmek' anlamına gelirken, zamanla kışkırtmak anlamını kazanmıştır.

Kelime yapısı

'Pro' (ön) ve 'vocare' (çağırmak) köklerinden oluşur ve 'önce çağırmak' anlamını taşır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Provoke' kelimesinin kökü 'vocare'dir (çağırmak). Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'invoke' (çağırmak), 'revoke' (iptal etmek) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

acquaintance

acquaintance

1026
▪make an acquaintance
▪casual acquaintance
İsim ┃
Views 1
acquaintance

acquaintance

1026
Tanıdık, tanışıklık
▪make an acquaintance – tanışmak
▪casual acquaintance – sıradan tanıdık
İsim ┃
Views 1
provoke

provoke

1027
▪provoke a response
▪provoke discussion
current
post
Fiil ┃
Views 1
provoke

provoke

1027
Kışkırtmak, neden olmak
▪provoke a response – bir tepki kışkırtmak
▪provoke discussion – tartışma yaratmak
Fiil ┃
Views 1
attest

attest

1028
▪attest to the truth
▪attest in writing
Fiil ┃
Views 0
attest

attest

1028
Onaylamak, kanıtlamak
▪attest to the truth – gerçeği onaylamak
▪attest in writing – yazılı olarak onaylamak
Fiil ┃
Views 0
entrust

entrust

1029
▪entrust someone with a task
▪entrust your care to someone
Fiil ┃
Views 1
entrust

entrust

1029
Güvenmek, emanet etmek
▪entrust someone with a task – birine bir görev emanet etmek
▪entrust your care to someone – bakımını birine emanet etmek
Fiil ┃
Views 1
reputable

reputable

1030
▪maintain a reputable image
▪build a reputable brand
Sıfat ┃
Views 1
reputable

reputable

1030
Saygın, güvenilir
▪maintain a reputable image – saygın bir imajı korumak
▪build a reputable brand – saygın bir marka oluşturmak
Sıfat ┃
Views 1
Same category words
psikoloji, danışmanlık

provoke

Kışkırtmak, neden olmak
current post
1027

mind

1001

ashamed

1297

provoke

1027

Visitors & Members
1+