relative anlamı

'Relative' anlamı, "bir şeyin diğerine göre olan ilişkisi" veya "bir kişinin aile içindeki akrabası"dır.

relative :

İlişkili, bağıl

Sıfat

▪ The cost is relative to the quality.

▪ Maliyet kaliteye bağlıdır.

▪ Their success is relative to their efforts.

▪ Başarıları çabalarına bağlıdır.

paraphrasing

▪ comparative – karşılaştırmalı

▪ proportional – orantılı

relative :

Akraba, yakın

İsim

▪ She is my closest relative.

▪ O, en yakın akrabamdır.

▪ All relatives were invited to the wedding.

▪ Tüm akrabalar düğüne davet edildi.

paraphrasing

▪ kin – akraba

▪ family member – aile üyesi

Telaffuz

relative [ˈrɛl.ə.tɪv]

Sıfat, ilk hecede vurgu ile "rel" kısmında vurgulanır ve "rel-ə-tiv" olarak telaffuz edilir.

relative [ˈrɛl.ə.tɪv]

İsim, ilk hecede vurgu ile "rel" kısmında vurgulanır ve "rel-ə-tiv" olarak telaffuz edilir.

"relative" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"relative" - Genel anlam

Sıfat
İlişkili, bağıl
İsim
Akraba, yakın

"relative" için konuşma türü değişiklikleri

▪ relativity (isim) – görecelilik, bağıl durum

▪ relational (sıfat) – ilişkisel, bağlamsal

"relative" ile yaygın ifadeler

▪ relative to something – bir şeyle ilgili olarak

▪ close relative – yakın akraba

▪ relative position – göreceli konum

▪ relative importance – göreceli önem

TOEIC'teki "relative" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında 'relative', genellikle bir şeyin diğerine göre olan ilişkisini veya akrabalık ilişkisini ifade eder.

▪The price is relative to the demand.
▪Fiyat, talebe bağlıdır.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Relative' sıfat olarak kullanıldığında, genellikle karşılaştırma veya bağlam içindeki ilişkileri belirtir.

▪The relative size of the two objects is different.
▪İki nesnenin göreceli boyutu farklıdır.

relative

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Close relative' ifadesi, aile içindeki yakın akrabaları belirtir.

▪She is my close relative.
▪O, benim yakın akrabamdır.

'Relative importance', bir şeyin diğerine göre önemini ifade eder.

▪The relative importance of these factors varies.
▪Bu faktörlerin göreceli önemi değişir.

Benzer kelimeler ve "relative" arasındaki farklar

relative

,

kinship

farklılıklar

'Relative', bir kişinin aile içindeki akrabalarını tanımlarken, 'kinship' daha geniş bir akrabalık ilişkisi anlamına gelir.

relative
▪She is my relative.
▪O, benim akrabamdır.
kinship
▪Kinship is important in many cultures.
▪Akrabalık birçok kültürde önemlidir.

relative

,

cousin

farklılıklar

'Relative' genel bir terimken, 'cousin' belirli bir akraba türünü ifade eder.

relative
▪My relative is visiting today.
▪Kuzenim bugün ziyarete geliyor.
cousin
▪My cousin is visiting today.
▪Kuzenim bugün ziyarete geliyor.

"relative" ile aynı kökene sahip kelimeler

"relative"'in kökeni

'Relative' kelimesi, Latince 'relativus' kelimesinden türetilmiştir ve "ilişkili" anlamına gelir. Bu kelime zamanla, akrabalık ilişkilerini tanımlamak için de kullanılmaya başlanmıştır.

Kelime yapısı

'Relative' kelimesi, 'relat' (ilişkilendirmek) kökünden ve 'ive' (sıfat eki) ekinden oluşur. Bu, kelimeye "ilişkilendiren" anlamını kazandırır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Relative' kelimesinin kökü 'relat'dır (ilişkilendirmek). Aynı kökü paylaşan diğer kelimeler arasında 'relate' (ilişkilendirmek) ve 'relation' (ilişki) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

reject

reject

891
▪reject a proposal
▪reject an idea
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
reject

reject

891
Reddedilen şey, kabul edilmeyen şey
▪reject a proposal – bir teklifi reddetmek
▪reject an idea – bir fikri reddetmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
relative

relative

892
▪relative to something
▪close relative
current
post
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
relative

relative

892
İlişkili, bağıl
▪relative to something – bir şeyle ilgili olarak
▪close relative – yakın akraba
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 2
exaggerate
▪exaggerate the truth
▪exaggerate a story
Fiil ┃
Views 0
exaggerate
Abartmak, büyütmek
▪exaggerate the truth – gerçeği abartmak
▪exaggerate a story – bir hikayeyi abartmak
Fiil ┃
Views 0
pose

pose

894
▪pose a question
▪pose a threat
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
pose

pose

894
Poz, duruş
▪pose a question – bir soru sormak
▪pose a threat – tehdit oluşturmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
bruise

bruise

895
▪leave a bruise
▪bruise easily
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
bruise

bruise

895
yara, çürük
▪leave a bruise – çürük bırakmak
▪bruise easily – kolayca çürümek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
Same category words
aile, hayat

relative

İlişkili, bağıl
current post
892

meanwhile

1047

seed

1504

hug

1666

private

481

Visitors & Members
2+