restless anlamı

'Restless' means unable to stay still or calm, often due to anxiety or boredom.

restless :

Huzursuz, sabırsız

Sıfat

▪ The child was restless during the long trip.

▪ Çocuk uzun yolculuk boyunca huzursuzdu.

▪ She felt restless waiting for the test results.

▪ Test sonuçlarını beklerken huzursuz hissetti.

paraphrasing

▪ uneasy – huzursuz

▪ fidgety – kıpır kıpır

▪ agitated – tedirgin

Telaffuz

restless [ˈrɛstləs]

Sıfatın vurgusu ilk hecede "rest" üzerindedir ve "rest-lıs" şeklinde telaffuz edilir.

"restless" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"restless" - Genel anlam

Sıfat
Huzursuz, sabırsız

"restless" için konuşma türü değişiklikleri

▪ restlessness (isim) – huzursuzluk

▪ restful (sıfat) – huzurlu

"restless" ile yaygın ifadeler

▪ feel restless – huzursuz hissetmek

▪ restless night – huzursuz gece

▪ restless energy – bitmeyen enerji

▪ restless spirit – huzursuz ruh

TOEIC'teki "restless" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'restless' genellikle huzursuzluk veya sabırsızlık durumlarını ifade etmek için kullanılır.

▪The team felt restless before the presentation.
▪Ekip, sunum öncesinde huzursuz hissetti.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Restless' sıfatı, genellikle bir kişinin ruh halini veya fiziksel durumunu tanımlamak için kullanılır ve bu, dilbilgisi sorularında test edilebilir.

▪She was restless during the meeting.
▪Toplantı sırasında huzursuzdu.

restless

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Restless leg syndrome'

bacaklarda huzursuzluk hissi ile karakterize bir durumdur.

▪He suffers from restless leg syndrome at night.
▪Geceleyin huzursuz bacak sendromundan muzdarip.

'Restless as the sea'

sürekli hareket halinde veya huzursuz olan bir şeyi tanımlamak için kullanılan bir benzetmedir.

▪Her mind was restless as the sea.
▪Zihni deniz kadar huzursuzdu.

Benzer kelimeler ve "restless" arasındaki farklar

restless

,

uneasy

farklılıklar

'Restless', fiziksel hareket veya huzursuzluk durumunu ifade ederken, 'uneasy' genellikle zihinsel veya duygusal huzursuzluk anlamına gelir.

restless
▪He felt restless during the flight.
▪Uçuş sırasında huzursuz hissetti.
uneasy
▪She was uneasy about the decision.
▪Karar hakkında huzursuzdu.

restless

,

fidgety

farklılıklar

'Restless' genel bir huzursuzluk hali ifade ederken, 'fidgety' daha çok sürekli hareket etme ihtiyacı hissetmek anlamına gelir.

restless
▪The audience grew restless during the speech.
▪Çocuk koltuğunda kıpır kıpırdı.
fidgety
▪The child was fidgety in his seat.
▪Çocuk koltuğunda kıpır kıpırdı.

"restless" ile aynı kökene sahip kelimeler

"restless"'in kökeni

'Restless' kelimesi, Orta İngilizce 'restles' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'dinlenemeyen' anlamına gelirken zamanla huzursuz veya sabırsız anlamını kazanmıştır.

Kelime yapısı

'Restless' kelimesi, 'rest' (dinlenme) kökü ve 'less' (olmayan) ekinden oluşur ve bu da kelimeye "dinlenemeyen" anlamını kazandırır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Restless' kelimesinin kökü 'rest'dir. Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'restful' (huzurlu) ve 'restive' (huzursuz) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

distinguish

distinguish

1643
Fiil ┃
Views 1
distinguish

distinguish

1643
Ayırt etmek, farklı kılmak
Fiil ┃
Views 1
restless

restless

1644
▪feel restless
▪restless night
current
post
Sıfat ┃
Views 1
restless

restless

1644
Huzursuz, sabırsız
▪feel restless – huzursuz hissetmek
▪restless night – huzursuz gece
Sıfat ┃
Views 1
poison

poison

1645
▪poison someone's mind
▪poison the atmosphere
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
poison

poison

1645
Zehir
▪poison someone's mind – birinin zihnini zehirlemek
▪poison the atmosphere – atmosferi bozmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
upright

upright

1646
▪stand upright
▪sit upright
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
upright

upright

1646
Dikey, doğru
▪stand upright – dik durmak
▪sit upright – dik oturmak
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
wrist

wrist

1647
▪sprain a wrist
▪wear a watch on one's wrist
İsim ┃
Views 1
wrist

wrist

1647
bilek
▪sprain a wrist – bileği burkmak
▪wear a watch on one's wrist – bilekte saat takmak
İsim ┃
Views 1
Same category words
sağlık, bienêtre

restless

Huzursuz, sabırsız
current post
1644

Visitors & Members
1+