spokesperson anlamı

'Spokesperson', bir grup veya organizasyon adına konuşan kişiyi ifade eder.

spokesperson :

Sözcü, temsilci

İsim

▪ The spokesperson announced the new policy.

▪ Sözcü yeni politikayı açıkladı.

▪ She is the spokesperson for the company.

▪ O, şirketin sözcüsüdür.

paraphrasing

▪ representative – temsilci

▪ mouthpiece – sözcü

Telaffuz

spokesperson [ˈspoʊksˌpɜːrsən]

İsimde vurgu ilk hecede "spokes" üzerindedir ve "spouks-pur-sın" olarak telaffuz edilir.

"spokesperson" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"spokesperson" - Genel anlam

İsim
Sözcü, temsilci

"spokesperson" için konuşma türü değişiklikleri

▪ spokesman (isim) – erkek sözcü

▪ spokeswoman (isim) – kadın sözcü

"spokesperson" ile yaygın ifadeler

▪ official spokesperson – resmi sözcü

▪ company spokesperson – şirket sözcüsü

▪ government spokesperson – hükümet sözcüsü

▪ media spokesperson – medya sözcüsü

TOEIC'teki "spokesperson" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında, 'spokesperson' genellikle bir organizasyon veya grup adına resmi açıklamalar yapan kişi olarak kullanılır.

▪The spokesperson addressed the media.
▪Sözcü medyaya hitap etti.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

TOEIC dil bilgisi sorularında, 'spokesperson' genellikle bir isim olarak kullanılır ve cümlede özne veya nesne olarak yer alır.

▪The spokesperson will answer questions.
▪Sözcü soruları yanıtlayacak.

spokesperson

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Spokesperson for the organization'

bir organizasyonun sözcüsü anlamına gelir ve resmi açıklamalar için kullanılır.

▪The spokesperson for the organization made a statement.
▪Organizasyonun sözcüsü bir açıklama yaptı.

'Speak on behalf of'

birinin veya bir grubun adına konuşmak anlamına gelir.

▪She spoke on behalf of the committee.
▪Komite adına konuştu.

Benzer kelimeler ve "spokesperson" arasındaki farklar

spokesperson

,

representative

farklılıklar

'Spokesperson', genellikle bir grubun resmi açıklamalarını yapan kişiyi ifade ederken, 'representative' daha geniş bir anlamda bir grubun veya kişinin çıkarlarını temsil eden kişi olabilir.

spokesperson
▪The spokesperson addressed the concerns.
▪Sözcü endişelere değindi.
representative
▪The representative attended the meeting.
▪Temsilci toplantıya katıldı.

spokesperson

,

mouthpiece

farklılıklar

'Spokesperson', resmi ve tarafsız bir rolü ifade ederken, 'mouthpiece' bazen birinin fikirlerini veya politikalarını savunan kişi için daha gayri resmi veya olumsuz bir anlam taşıyabilir.

spokesperson
▪The spokesperson gave a neutral statement.
▪Liderin sözcüsü olarak hareket etti.
mouthpiece
▪He acted as a mouthpiece for the leader.
▪Liderin sözcüsü olarak hareket etti.

"spokesperson" ile aynı kökene sahip kelimeler

"spokesperson"'in kökeni

The word 'spokesperson' evolved from the combination of 'spokes' (from 'speak') and 'person', emphasizing the role of speaking on behalf of others.

Kelime yapısı

'Spokesperson' is composed of 'spoke' (past of speak) and 'person', denoting a person who speaks.

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is unclear or difficult to confirm.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

temptation

temptation

1685
▪resist temptation
▪give in to temptation
İsim ┃
Views 1
temptation

temptation

1685
Cezbetme, ayartma
▪resist temptation – cezbetmeye karşı koymak
▪give in to temptation – cezbetmeye boyun eğmek
İsim ┃
Views 1
spokesperson

spokesperson

1686
▪official spokesperson
▪company spokesperson
current
post
İsim ┃
Views 1
spokesperson

spokesperson

1686
Sözcü, temsilci
▪official spokesperson – resmi sözcü
▪company spokesperson – şirket sözcüsü
İsim ┃
Views 1
multiple

multiple

1687
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
multiple

multiple

1687
Birçok, çok sayıda
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
conditional
▪conditional offer
▪conditional approval
Adjective ┃
Noun ┃
Views 1
conditional
Şarta bağlı, koşullu
▪conditional offer – koşullu teklif
▪conditional approval – koşullu onay
Adjective ┃
Noun ┃
Views 1
punctual

punctual

1689
▪be punctual
▪punctual arrival
Sıfat ┃
Views 1
punctual

punctual

1689
dakik, zamanında
▪be punctual – dakik olmak
▪punctual arrival – zamanında varış
Sıfat ┃
Views 1
Same category words
halkla ilişkiler, medya

spokesperson

Sözcü, temsilci
current post
1686

represent

787

clipping

1291

expose

190

Visitors & Members
1+