substantiate anlamı

substantiate, "bir iddiayı veya durumu kanıtlamak veya desteklemek" anlamına gelir.

substantiate :

Kanıtlamak, desteklemek

Fiil

▪ She needs to substantiate her claims with evidence.

▪ İddialarını kanıtlamak için delil sunması gerekiyor.

▪ The researcher was able to substantiate his findings.

▪ Araştırmacı bulgularını kanıtlayabildi.

paraphrasing

▪ confirm – doğrulamak

▪ validate – geçerliliğini onaylamak

▪ prove – kanıtlamak

▪ support – desteklemek

Telaffuz

substantiate [səbˈstæn.ʃi.eɪt]

Fiil, ikinci hecede vurgu ile "stān" kısmında vurgulanır ve "səb-stan-sheyt" olarak telaffuz edilir.

"substantiate" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"substantiate" - Genel anlam

Fiil
Kanıtlamak, desteklemek

"substantiate" için konuşma türü değişiklikleri

▪ substantiation (isim) – kanıtlama, destekleme

▪ substantiated (sıfat) – kanıtlanmış, desteklenmiş

"substantiate" ile yaygın ifadeler

▪ substantiate a theory – bir teoriyi kanıtlamak

▪ substantiate an argument – bir argümanı desteklemek

▪ substantiate with evidence – delille kanıtlamak

▪ substantiate claims – iddiaları kanıtlamak

TOEIC'teki "substantiate" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında 'substantiate' genellikle bir iddiayı veya teoriyi desteklemek için kanıt sunma bağlamında kullanılır.

▪The lawyer must substantiate her case with facts.
▪Avukat, davasını gerçeklerle kanıtlamak zorundadır.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Substantiate' genellikle bir nesne gerektirir ve test sorularında genellikle isimler veya fiilimsi ifadeler nesne olarak alınır.

▪He substantiated his point with strong examples.
▪Noktasını güçlü örneklerle kanıtladı.

substantiate

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Substantiate an allegation' ifadesi, bir iddiayı kanıtlamak anlamına gelir ve resmi belgelerde sıkça kullanılır.

▪The report substantiates the allegation of fraud.
▪Rapor, dolandırıcılık iddiasını kanıtlıyor.

'Substantiate the evidence' ifadesi, kanıtları desteklemek veya güçlendirmek anlamına gelir.

▪The witness was called to substantiate the evidence.
▪Tanık, kanıtları desteklemek için çağrıldı.

Benzer kelimeler ve "substantiate" arasındaki farklar

substantiate

,

confirm

farklılıklar

'Substantiate', bir iddiayı kanıtlamak için kullanılırken, 'confirm' genellikle mevcut bir durumu doğrulamak için kullanılır.

substantiate
▪She needs to substantiate her claims.
▪İddialarını kanıtlaması gerekiyor.
confirm
▪He confirmed the meeting time.
▪Toplantı zamanını doğruladı.

substantiate

,

validate

farklılıklar

'Substantiate', bir iddiayı desteklemek için kullanılırken, 'validate' genellikle bir şeyin geçerliliğini onaylamak için kullanılır.

substantiate
▪The scientist substantiated his theory.
▪Komite sonuçları onayladı.
validate
▪The committee validated the results.
▪Komite sonuçları onayladı.

"substantiate" ile aynı kökene sahip kelimeler

"substantiate"'in kökeni

'Substantiate' kelimesi, Latince 'substantiare' kelimesinden türetilmiştir ve 'bir şeyi varlık olarak desteklemek' anlamına gelir.

Kelime yapısı

'Sub' (altında), 'stant' (durmak) ve 'iate' (fiil) eklerinden oluşur ve 'bir şeyin altında durmak' anlamını taşır.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Substantiate' kelimesinin kökü 'stant'tır (durmak). Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'instant' (anlık), 'constant' (sürekli) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

admirably

admirably

1126
▪act admirably
▪perform admirably
Zarf ┃
Views 1
admirably

admirably

1126
Takdire şayan bir şekilde
▪act admirably – takdire şayan bir şekilde hareket etmek
▪perform admirably – takdire şayan bir performans sergilemek
Zarf ┃
Views 1
substantiate

substantiate

1127
▪substantiate a theory
▪substantiate an argument
current
post
Fiil ┃
Views 1
substantiate

substantiate

1127
Kanıtlamak, desteklemek
▪substantiate a theory – bir teoriyi kanıtlamak
▪substantiate an argument – bir argümanı desteklemek
Fiil ┃
Views 1
sever

sever

1128
▪sever ties
▪sever a relationship
Fiil ┃
Views 2
sever

sever

1128
Kesmek, ayırmak
▪sever ties – bağları koparmak
▪sever a relationship – bir ilişkiyi sonlandırmak
Fiil ┃
Views 2
sensible

sensible

1129
▪make a sensible decision
▪sensible advice
Sıfat ┃
Views 2
sensible

sensible

1129
Mantıklı, sağduyulu
▪make a sensible decision – mantıklı bir karar vermek
▪sensible advice – mantıklı tavsiye
Sıfat ┃
Views 2
economize

economize

1130
▪economy (isim)
▪economize energy
Fiil ┃
Views 0
economize

economize

1130
Tasarruf etmek, harcamaları azaltmak
▪economy (isim) – ekonomi, tasarruf durumu economize on resources – kaynaklardan tasarruf etmek
▪economize energy – enerjiden tasarruf etmek
Fiil ┃
Views 0
Same category words
hukuk, dava

substantiate

Kanıtlamak, desteklemek
current post
1127

prosecute

813

reject

891

conflict

501

magistrate

1248

Visitors & Members
1+