unprecedented anlamı

'unprecedented' means 'never done or known before'.

unprecedented :

eşi benzeri görülmemiş

Sıfat

▪ The company experienced unprecedented growth last year.

▪ Şirket geçen yıl eşi benzeri görülmemiş bir büyüme yaşadı.

▪ The event was of unprecedented scale.

▪ Etkinlik eşi benzeri görülmemiş bir ölçekteydi.

paraphrasing

▪ unparalleled – eşsiz

▪ unmatched – rakipsiz

Telaffuz

unprecedented [ʌnˈprɛsɪˌdɛntɪd]

Sıfatın vurgusu ikinci hece « pres » üzerindedir ve « an-pres-i-den-tid » şeklinde telaffuz edilir.

"unprecedented" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"unprecedented" - Genel anlam

Sıfat
eşi benzeri görülmemiş

"unprecedented" için konuşma türü değişiklikleri

▪ precede (fiil) – önce gelmek

▪ precedent (isim) – emsal, örnek

"unprecedented" ile yaygın ifadeler

▪ unprecedented demand – eşi benzeri görülmemiş talep

▪ unprecedented times – eşi benzeri görülmemiş zamanlar

▪ unprecedented level – eşi benzeri görülmemiş seviye

▪ unprecedented access – eşi benzeri görülmemiş erişim

TOEIC'teki "unprecedented" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'unprecedented' is often used to describe events or situations that have never occurred before.

▪The company faced unprecedented challenges.
▪Şirket eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşılaştı.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

As an adjective, 'unprecedented' is used to modify nouns, highlighting its role in describing unique situations in TOEIC grammar questions.

▪They achieved unprecedented success.
▪Eşi benzeri görülmemiş bir başarı elde ettiler.

unprecedented

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Unprecedented opportunity' means a chance that has never been available before and is often used in business contexts.

▪This is an unprecedented opportunity for growth.
▪Bu, büyüme için eşi benzeri görülmemiş bir fırsattır.

'Unprecedented move' refers to an action that has never been taken before, often used in strategic contexts.

▪The board made an unprecedented move to cut costs.
▪Yönetim kurulu, maliyetleri azaltmak için eşi benzeri görülmemiş bir adım attı.

Benzer kelimeler ve "unprecedented" arasındaki farklar

unprecedented

,

unparalleled

farklılıklar

'Unprecedented' refers to something never done before, while 'unparalleled' emphasizes being unmatched or without equal.

unprecedented
▪The team achieved unprecedented results.
▪Takım eşi benzeri görülmemiş sonuçlar elde etti.
unparalleled
▪Her skills are unparalleled in the industry.
▪Onun becerileri sektörde rakipsizdir.

unprecedented

,

unmatched

farklılıklar

'Unprecedented' highlights novelty, while 'unmatched' emphasizes superiority or excellence.

unprecedented
▪The company launched an unprecedented campaign.
▪Onun yeteneği, akranları arasında rakipsizdir.
unmatched
▪His talent is unmatched by any of his peers.
▪Onun yeteneği, akranları arasında rakipsizdir.

"unprecedented" ile aynı kökene sahip kelimeler

"unprecedented"'in kökeni

The word 'unprecedented' is derived from the prefix 'un-' meaning 'not' and 'precedent', which refers to something that has occurred before.

Kelime yapısı

'Unprecedented' consists of the prefix 'un-' (not), the root 'precede' (to come before), and the suffix '-ed' (adjective).

Aynı kökene sahip kelimeler

The word's root is 'precede'. Other words with the same root include 'precedent' and 'preceding'.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

solicit

solicit

150
Fiil ┃
Views 3
solicit

solicit

150
İstemek, talep etmek
Fiil ┃
Views 3
unprecedented

unprecedented

151
▪unprecedented demand
▪unprecedented times
current
post
Sıfat ┃
Views 7
unprecedented

unprecedented

151
eşi benzeri görülmemiş
▪unprecedented demand – eşi benzeri görülmemiş talep
▪unprecedented times – eşi benzeri görülmemiş zamanlar
Sıfat ┃
Views 7
produce

produce

152
▪produce results
▪produce a report
İsim ┃
Fiil ┃
Views 6
produce

produce

152
Tarım ürünleri
▪produce results – sonuçlar üretmek
▪produce a report – bir rapor hazırlamak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 6
amount

amount

153
▪large amount
▪small amount
İsim ┃
Fiil ┃
Views 5
amount

amount

153
Miktar, toplam
▪large amount – büyük miktar
▪small amount – küçük miktar
İsim ┃
Fiil ┃
Views 5
commute

commute

154
▪daily commute
▪long commute
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
commute

commute

154
İşe gidip gelme, yolculuk
▪daily commute – günlük işe gidip gelme
▪long commute – uzun mesafe yolculuk
İsim ┃
Fiil ┃
Views 2
Same category words
teknoloji, inovasyon

unprecedented

eşi benzeri görülmemiş
current post
151

Visitors & Members
7+