urge anlamı

'Urge' is to strongly advise or encourage someone to do something.

urge :

Dürtü, istek

İsim

▪ He felt a strong urge to run.

▪ Koşmak için güçlü bir dürtü hissetti.

▪ The urge to laugh was hard to resist.

▪ Gülme isteğine karşı koymak zordu.

paraphrasing

▪ impulse – dürtü

▪ desire – istek

urge :

Teşvik etmek, zorlamak

Fiil

▪ She urged him to take the job.

▪ Onu işi kabul etmesi için teşvik etti.

▪ They urged us to stay longer.

▪ Daha uzun kalmamız için bizi zorladılar.

paraphrasing

▪ encourage – teşvik etmek

▪ push – zorlamak

▪ press – baskı yapmak

Telaffuz

urge [ɜːrdʒ]

İsim ve fiil olarak aynı telaffuza sahiptir, vurgu tek heceli kelimenin tamamındadır ve "örj" şeklinde telaffuz edilir.

"urge" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"urge" - Genel anlam

İsim
Dürtü, istek
Fiil
Teşvik etmek, zorlamak

"urge" için konuşma türü değişiklikleri

▪ urgency (isim) – aciliyet

▪ urgent (sıfat) – acil

"urge" ile yaygın ifadeler

▪ feel an urge – bir dürtü hissetmek

▪ urge caution – dikkat teşvik etmek

▪ urge someone to do something – birini bir şey yapmaya teşvik etmek

▪ resist the urge – dürtüye karşı koymak

TOEIC'teki "urge" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

In TOEIC vocabulary questions, 'urge' is often used to describe a strong recommendation or encouragement.

▪The manager urged the team to meet the deadline.
▪Müdür, ekibi son teslim tarihine uymaya teşvik etti.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

As a verb, 'urge' often requires an object and is tested in sentences that involve encouragement or advice.

▪They urged him to apply for the position.
▪Onu pozisyona başvurması için teşvik ettiler.

urge

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Urge caution' means to advise carefulness and is often used in safety instructions.

▪The sign urged caution on the slippery road.
▪Tabela, kaygan yolda dikkatli olunmasını tavsiye etti.

'Fight the urge' means to resist a strong desire to do something.

▪He fought the urge to check his phone.
▪Telefonunu kontrol etme dürtüsüne karşı koydu.

Benzer kelimeler ve "urge" arasındaki farklar

urge

,

encourage

farklılıklar

'Urge' implies a strong push to do something, while 'encourage' is more about giving support or confidence.

urge
▪She urged him to speak up.
▪Onu konuşması için zorladı.
encourage
▪They encouraged him to try again.
▪Onu tekrar denemesi için teşvik ettiler.

urge

,

push

farklılıklar

'Urge' often involves verbal encouragement, while 'push' can imply a more forceful action.

urge
▪The teacher urged the students to study.
▪Kapıyı zorlayarak açtı.
push
▪He pushed the door open.
▪Kapıyı zorlayarak açtı.

"urge" ile aynı kökene sahip kelimeler

"urge"'in kökeni

'Urge' kelimesi, Orta İngilizce 'urgen' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'zorlamak' veya 'baskı yapmak' anlamına gelirken, zamanla teşvik etmek veya güçlü bir istek anlamına evrilmiştir.

Kelime yapısı

'Urge' kelimesi, 'ur' (baskı) ve 'ge' (fiil) eklerinden oluşur.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Urge' kelimesinin kökü 'urg'dur. Aynı kökü paylaşan kelimeler arasında 'urgent' (acil) ve 'urgency' (aciliyet) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

nearby

nearby

975
▪nearby attractions
▪nearby facilities
Sıfat ┃
Zarf ┃
Views 1
nearby

nearby

975
Yakın, komşu
▪nearby attractions – yakınlardaki cazibe merkezleri
▪nearby facilities – yakınlardaki olanaklar
Sıfat ┃
Zarf ┃
Views 1
urge

urge

976
▪feel an urge
▪urge caution
current
post
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
urge

urge

976
Dürtü, istek
▪feel an urge – bir dürtü hissetmek
▪urge caution – dikkat teşvik etmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
outline

outline

977
▪outline a plan
▪outline a strategy
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
outline

outline

977
Taslak, ana hat
▪outline a plan – bir planın ana hatlarını çizmek
▪outline a strategy – bir stratejinin ana hatlarını çizmek
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
particular
▪in particular
▪a particular case
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
particular
Özel, belirli
▪in particular – özellikle
▪a particular case – belirli bir durum
Sıfat ┃
İsim ┃
Views 1
anchor

anchor

979
▪drop anchor
▪anchor a show
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
anchor

anchor

979
Çapa, dayanak
▪drop anchor – çapa atmak
▪anchor a show – bir programı sunmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
Same category words
liderlik, takım çalışması

urge

Dürtü, istek
current post
976

Visitors & Members
0+