wear anlamı

'wear' means 'to have clothing, accessories, or a particular expression on one's body'.

wear :

giysi, yıpranma

İsim

▪ The store sells casual wear.

▪ Mağaza günlük giysiler satıyor.

▪ The shoes show signs of wear.

▪ Ayakkabılar yıpranma belirtileri gösteriyor.

paraphrasing

▪ clothing – giysi

▪ attire – kıyafet

▪ deterioration – yıpranma

wear :

giymek, takmak

Fiil

▪ She wears a red dress.

▪ Kırmızı bir elbise giyiyor.

▪ He wears glasses.

▪ Gözlük takıyor.

paraphrasing

▪ don – giymek

▪ put on – giymek

Telaffuz

wear [wɛər]

Fiil ve isim aynı şekilde telaffuz edilir, vurgusu tek hece üzerindedir ve "weər" şeklinde telaffuz edilir.

"wear" hakkında yaygın ifadeler ve dil bilgisi

"wear" - Genel anlam

İsim
giysi, yıpranma
Fiil
giymek, takmak

"wear" için konuşma türü değişiklikleri

▪ wearable (sıfat) – giyilebilir

▪ wearer (isim) – giyen kişi

"wear" ile yaygın ifadeler

▪ wear and tear – yıpranma ve aşınma

▪ evening wear – gece kıyafeti

▪ casual wear – günlük giysi

▪ formal wear – resmi kıyafet

TOEIC'teki "wear" ile ilgili önemli örnekler

TOEIC sınavından kelime dağarcığı örnekleri

TOEIC kelime sorularında 'wear' genellikle kıyafet veya aksesuarları giymek anlamında kullanılır.

▪She wears a uniform to work.
▪İşe üniforma giyiyor.

TOEIC sınavından dil bilgisi örnekleri

'Wear' fiili, bir nesne gerektirir ve genellikle bir kıyafet veya aksesuarı belirtir.

▪He wears a hat every day.
▪Her gün şapka takıyor.

wear

ile ilgili deyimler ve sabit ifadeler TOEIC'teki

'Wear and tear', günlük kullanım sonucu oluşan doğal yıpranma anlamına gelir.

▪The car shows signs of wear and tear.
▪Araba yıpranma ve aşınma belirtileri gösteriyor.

'Wear one's heart on one's sleeve', duygularını açıkça göstermek anlamında kullanılır.

▪She wears her heart on her sleeve.
▪Duygularını açıkça gösterir.

Benzer kelimeler ve "wear" arasındaki farklar

wear

,

put on

farklılıklar

'Wear', bir kıyafeti giymek anlamında kullanılırken, 'put on', kıyafeti giymeye başlamak anlamına gelir.

wear
▪She wears a coat in winter.
▪Kışın bir palto giyer.
put on
▪He put on his coat before leaving.
▪Çıkmadan önce paltosunu giydi.

wear

,

attire

farklılıklar

'Wear', bir kıyafeti giymek anlamına gelirken, 'attire', genellikle belirli bir kıyafet türünü ifade eder.

wear
▪She wears formal attire to the event.
▪Kıyafeti rahattı.
attire
▪His attire was casual.
▪Kıyafeti rahattı.

"wear" ile aynı kökene sahip kelimeler

"wear"'in kökeni

'Wear' kelimesi, Eski İngilizce 'werian' kelimesinden türemiştir ve başlangıçta 'giymek' veya 'taşımak' anlamına gelir.

Kelime yapısı

'Wear' kelimesi, önek veya sonek olmadan tek bir kökten oluşur ve bu da kelimenin yapısının basit olduğunu gösterir.

Aynı kökene sahip kelimeler

'Wear' kelimesinin kökü 'wer' (giymek) olup, aynı kökü paylaşan diğer kelimeler arasında 'worn' (giyilmiş) bulunur.

Lütfen quizde bir resim seçin

Quiz

question

Skorunuz

Önceki gönderi ve sonraki gönderi

brake

brake

1330
▪apply the brake
▪release the brake
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
brake

brake

1330
Fren
▪apply the brake – frene basmak
▪release the brake – freni bırakmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
wear

wear

1331
▪wear and tear
▪evening wear
current
post
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
wear

wear

1331
giysi, yıpranma
▪wear and tear – yıpranma ve aşınma
▪evening wear – gece kıyafeti
İsim ┃
Fiil ┃
Views 0
cloud

cloud

1332
▪under a cloud
▪cloud one's judgment
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
cloud

cloud

1332
Bulut
▪under a cloud – şüphe altında
▪cloud one's judgment – kararını bulandırmak
İsim ┃
Fiil ┃
Views 1
thigh

thigh

1333
▪thigh muscle
▪thigh injury
İsim ┃
Views 0
thigh

thigh

1333
Uyluk, üst bacak
▪thigh muscle – uyluk kası
▪thigh injury – uyluk yaralanması
İsim ┃
Views 0
weak

weak

1334
▪weak point
▪weak argument
Sıfat ┃
Views 1
weak

weak

1334
zayıf, güçsüz
▪weak point – zayıf nokta
▪weak argument – zayıf argüman
Sıfat ┃
Views 1
Same category words
moda, güzellik

wear

giysi, yıpranma
current post
1331

exotic

1932

veil

1364

barbershop

1598

Visitors & Members
0+